Antik Çağ ve Orta Çağ
Hopa ve çevresi, tarih boyunca pek çok uygarlığın etkisinde kalmıştır. Antik dönemde Kolhis (Kolha) Krallığı’nın sınırları içinde yer alan bu bölge, stratejik konumu nedeniyle farklı güçlerin mücadele alanı olmuştur. MÖ 6. yüzyıldan itibaren Pers, ardından Romalı ve Bizans etkileri görülmüş; Orta Çağ’da bölgede Gürcü krallıkları ve beylikleri hakimiyet kurmuştur. 7. ve 8. yüzyıllarda Kafkasya üzerinden gelen Hazarlar ve diğer kavimler bölgeye akınlar düzenlemiştir. 853 yılında Halife Osman’ın oğlu Habib komutasındaki Arap orduları Artvin ve Hopa havalisine kadar ulaşarak bir süre İslam hakimiyeti tesis etmiştir. Ancak 11. yüzyılda Bizans İmparatorluğu bölgeyi yeniden denetimine almıştır. 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın Doğu Anadolu ve Kafkasya seferi sırasında Hopa yöresi Selçuklu topraklarına katıldı. Selçuklu İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte bölgede yerel beylikler dönemi başladı; bir süre Artvin ve çevresi İldenizoğulları Beyliği gibi Anadolu beyliklerinin egemenliğinde kaldı. Orta Çağ boyunca süren bu farklı idareler, Hopa’nın kültürel yapısında da izler bırakarak çok katmanlı bir tarih mirası oluşturmuştur.
Osmanlı Dönemi
Hopa, Osmanlı Devleti’nin bölgeye hakim olmasıyla birlikte idari tarihindeki önemli değişimleri yaşamıştır. Osmanlılar Trabzon ve çevresindeki Pontus (Rum) devletini 15. yüzyıl ortalarında ortadan kaldırdıktan sonra, bölgenin tamamen kontrol altına alınması birkaç on yıl daha sürmüştür. Yavuz Sultan Selim, Trabzon valisi iken giriştiği seferler neticesinde 1471 yılında Hopa ve yöresini Osmanlı topraklarına dahil ederek bölgede kalan Pontus-Rum hakimiyetine son verdi. Osmanlı idaresinde Hopa, önceleri merkezî yönetim bakımından Batum’a bağlı Gonye Sancağı içinde yer aldı. 16. yüzyılda Osmanlıların Kafkasya’ya doğru genişlemesiyle, Lala Mustafa Paşa’nın 1578 tarihli seferi sonrasında Hopa ve çevresi yeni kurulan Çıldır Eyaleti’ne bağlandı. Böylece Hopa, Osmanlı döneminde Lazistan Sancağı sınırları içinde kalan bir kıyı kazası olarak yönetilmiştir. Osmanlı idaresi boyunca bölge, ticaret yolları üzerinde bulunması sayesinde canlı bir liman ve pazar konumundaydı. 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Osmanlı-Rus rekabeti Hopa’yı da etkiledi. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonunda imzalanan Berlin Antlaşması ile Artvin ve Batum havalisi Rusya İmparatorluğu’na bırakıldı; bu çerçevede Hopa da 1878’den itibaren Rus işgaline uğradı. Rus yönetimi döneminde birçok Hopalı, Osmanlı topraklarına (daha batıya) göç etmek zorunda kaldı. Rus hakimiyeti uzun sürmedi; I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru 3 Mart 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile Artvin ve Hopa dahil bütün yöre Osmanlı Devleti’ne geri verildi. Ardından, Kurtuluş Savaşı yıllarında Milli Mücadele hükümeti tarafından sürdürülen diplomatik çabalar sonucunda, Hopa’nın Türkiye’ye aidiyeti 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması ve devamında Kars Antlaşması ile teyit edildi. Böylece Hopa, fiilen 14 Mart 1921 tarihinde Türk yönetimine girmiş ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir parçası olmuştur.
Cumhuriyet Dönemi
Cumhuriyet’in ilanından sonra ülke genelinde yapılan idari düzenlemeler, Hopa’nın bağlı bulunduğu vilayetin değişmesine yol açmıştır. 1920’li yıllarda Hopa, Rize vilayetine bağlı bir ilçe idi. 1936 yılında Artvin’in yeniden il statüsü kazanmasıyla, Hopa ilçesi Rize’den alınarak Artvin iline bağlandı. Bu dönemde Hopa’ya bağlı birer bucak olan Arhavi ve Borçka da zaman içinde ayrılarak müstakil ilçe haline getirilmiştir. Cumhuriyet dönemi boyunca Hopa, sınır konumu nedeniyle stratejik bir ilçe olarak önemini korudu. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında Sovyetler Birliği ile ticari ilişkilerin artması, Hopa’nın ekonomik ve sosyal yapısını etkiledi. 31 Ağustos 1988’de Sarp Sınır Kapısı’nın yeniden uluslararası geçişlere açılması, ilçenin tarihindeki önemli modern dönüm noktalarından biridir. Sınır kapısının açılmasıyla Hopa, Türkiye’nin Kafkasya’ya açılan kapısı olarak anılmaya başlanmış; bu gelişme ticaret, ulaşım ve turizm alanlarında ilçeye canlılık getirmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren Hopa’da kentleşme hız kazanmış, altyapı yatırımları artmıştır. Son olarak 2017 yılında Hopa’nın bir mahallesi durumundaki Kemalpaşa’nın ayrılarak ilçe statüsü kazanması, Hopa’nın idari sınırlarını bir miktar daraltmıştır. Günümüzde Hopa, tarihi boyunca edindiği ticari ve kültürel birikimiyle Artvin ilinin en hareketli ilçelerinden biri konumundadır. İlçe merkezinde yapılan kentsel yenileme çalışmaları ve kültür-sanat projeleri, Hopa’yı geçmişiyle barışık bir şekilde geleceğe taşıma hedefinin parçasıdır. Tarihi olayların şekillendirdiği Hopa, hem Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan mirasıyla hem de modern gelişmelerle harmanlanan yapısıyla bölgenin önemli bir yerleşimi olmayı sürdürmektedir.